En sevdiğim diziler psikolojik hastalıklarla ilgili olanlar. Kill Me Hill Me ve That’s ok, İt’s Love bu yüzden hep favorilerim olarak kalacak. Hyde, Jekyll and Me dizisi onlar kadar olmasa da sevdiğim konu ve Hyun Bin olunca izlemeden geçmek olmaz diye düşündüm.
Dizinin ilk birkaç bölümünde çok sıkıldım. Ne olduğunu anlamaya çalıştım. Bence senaryo da bir kafa karışıklığı vardı. Biraz psikolojik, biraz romantik, içine sirk katalım renkli olsun, biraz da gerilim ohh tamamdır.Hyun Bin Secret Garden ile beklentileri o kadar yükseltti ki bu diziyle dönmek olmadı bence.
Konusuna gelirsek; Goo Seo Jin(Hyun Bin) Wonderland şirketinin varisidir. Küçük yaşta yaşadığı talihsiz bir kaçırma olayı sonucunda travma geçirmiş ve çoklu kişilik bozukluğu hastalığına yakalanmıştır. Yıllar boyunca terapisti Dr. Kang ile birlite hastalığı yenmek için çalışıp durmaktadır. Heyecanlanmaması ve tehlikeyle karşılaşmaması, korkmaması gerektiği için bütün hayatını iş ve evi arasında geçirmektedir. Hiç arkadaşı ve sosyal etkinliği yoktur.Müzik dinlemez, film izlemez, eğlenceye gitmez, evi dışında sadece terapiste gider.
Bu arada o terapiste de çok gıcığım. Kadın dizi boyunca mal mal bakmak dışında hiçbir şey yapmadı.
Jang Na Ra (Han Ji Min) Wonderland’ın sirkinde doğup büyümüş sonra da eğitim için Abd’ye gitmiş biz kızdır. Babasının ölümünden sonra Kore’ye dönüp sirkin başına geçer. Kore’ye dönüp sirke geldiği ilk gün kafesten kaçan bir gorille burun buruna gelir ve onu sakinleştirip olayları yatıştır. Ancak bu karmaşa 5 yıldır hastalığını kontrol eden Goo Seo Jin için kontrolden çıkar ve diğer kişiliği Robin ortaya çıkar.
Robin, kişiliği gereği sürekli insanları kurtarır. Güleryüzlü, eğlenceli, sıcak bir karakterdir. Bu dizide farklı olarak iki karakterin birbirleriyle iletişim kurma tarzları ve 24 saati iki dilime ayırıp paylaşmaları çok değişik geldi bana. Bence hiç iyileşmeden hep öyle yaşayabilirlerdi. Gündüz Wonderland’ın soğuk ve kibirli saçı yandan ayrılmış ceosu Goo Seo Jin, akşam çok ünlü bir çizgi roman yazarı, saçları önüne dökülen ve sürekli gülümseyen Robin. Goo Seo Jin araba kullanamıyor, Robin kullanabiliyor.
Oyunculuğa gelince çoğu kişinin kıyamadığı için laf söyleyemediğini düşündüğüm benim de o kocaman gamzesine hayranlık duyduğum Hyun Bin, iki farklı karakteri çok ayrıştıramadı bence.Saçları yandan ayrılmasa bir de gülümsemese kim olduğunu anlayamayacağız.
Bu dizi sürekli Kill me Hill Me ile karşılaştırılıyor ya hani. Bence çok anlamsız. Ji Sung orada 7 farklı karakteri canlandırdı.Sadece bakışlarıyla bile o an hangi karaktere büründüğünü anlayabiliyordunuz. Ama Hyun Bin’de ben onu göremedim.
Dizi de bir de Goo Seo Jin çocukken yaşadığı travma da olayı yanlış anlayıp ondan intikam almaya çalışan bir hipnoterapistimiz var. Sung Joon’un canlandırdığı hipnoterapist bir nevi süper kahraman gibiydi.Dizideki bütün herkesi hipnotize edip kendisinin de hatırlamadığı bir olayın intikamını almaya çalıştı.
Tek falsosu çok yakışıklı olmasıydı. Allahım neden bu dizilerdeki kötü karakterler bile bu kadar yakışıklı, insan kendinden şüpheleniyor niye hep kötüleri beğeniyorum diye.
Bir de dizi de Hyun Bin’in babasını canlandıran adama gıcık oldum. Bir kaşık suda boğasım vardı. Annesi dizinin başında birkaç sahnede göründü sonra yok oldu ne oldu bilemiyoruz.
Han ji Min –ki ondan daha önce bahsetmem gerekirdi- Rooftop Prince’de başrolde oynayan kız. Ben bu kızı çok beğeniyorum. Çok güzel, duru, gülümsemesi,kahkahaları içten, çok güzel ağlıyor ama bu iki uç dışında başka hiçbir duyguyu yansıtamadı bence. Sabit bakışlarla boş boş bakıp durdu dizi boyunca.
Yan karakterler de sekreter Bay Kwon vardı. Bu dizilerde ceoların sekreterleri ne tatlı adamlar oluyorlar. Robin’in menajerliğini üstlenen kafe sahibi adam ve onun kızı… Sirk çalışanları…Hepsi birbirinden sempatikti.
Burada azcık duralım. Sirk çalışanlarından biri olup da sonradan Woo Jung ‘u canlandıran Hyeri’ye aşık olan o çocuk nasıl bir tatlılık abidesiydi. Nasıl bir şeysin sen yavrum yaaa
Bir de diziye bir kötü adam yetmiyormuş gibi bir de şirketi ele geçirmeye çalışan kuzeni de koymuşlar. Adam dizi boyunca her yerden çıktı, her şeye karıştı sonunda da kafayı yedi zati.
Dizi ilk bölümlere tahammül edebilirseniz 15.bölüme kadar güzel gidiyor. Bir de aklıma geldi, Üçüncü bir karakter çıkarmaya çalıştılar. Terry…Ama pek bir marifetini göremedik. Hiç tanıyamadan sadece ismini duyduk gibi bir şey.
Dizi çerezlik, çok büyük beklentiler içine girmezseniz seyredilebilir. Bir de gamzelerin efendisi Hyun Bin var tabi. Hiçbir şey olmasa da o gamze için seyredilir.
Geri izleme: Madame Antoine | Kendimi Seçtim Ben
Geri izleme: 2016 da izlediğim Kore dizilerim | Kendimi Seçtim Ben