Başlıktan anlaşıldığı gibi bugün size İstanbul içinde hatta sürekli gittiğimiz Taksim Tünel’de bulunan bir mekandan bahsedeceğim. Haftasonları çocukluktan beri arkadaş olduğum, hatta birinden Kore sayfamda arada bahsediyorum, 3 tane kız arkadaşım var ve biz İstanbul’un çeşitli yerlerini keşfetmekten gezmekten inanılmaz keyif alıyoruz. İstanbul’un yerli turistleriyiz biz.Babamın bize taktığı lakapla, Mahşerin 4 atlısı…
Haftasonu organizasyonlarımızda fikirler genelde Makbuş’tan çıkar,ben organizasyonu yaparım,İlknur ve Nil de bize uyanlar olur.Neyse sözü fazla uzatmayayım.
Galata Mevlevihanesi Taksim Tünel’de Galipdede Caddesi üzerinde,hem müze olarak gezebileceğiniz bir alan hemde haftasonları belli günlerde sema gösterileri düzenleniyor. Müze kartının geçerli olduğu Galata Mevlevihanesinde düzenlenen sema gösterilerinin biletleri Biletix de satılıyor (45 tl) ama müze girişinde de biletinizi alabilirsiniz (40 tl)
Ayin bir saat onbeş dakika sürüyor.Ayinden bir saat önce gişe kapandığından biletlerinizi erken almak durumundasınız.Ayrıca içerde bir oturma düzeni yok saat 16.30 da kapılar açılınca hurra içeri dalıyorsunuz ve ön sıralardan sandalye kapmaya çalışıyorsunuz. O yüzden erken gitmenizi tavsiye ederim.
Turistlerin ayine ilgisi büyük ama olandan bitenden pek bir şey anlamıyorlar. Müze görevlileri İngilizce bilmiyor bildikleri 2 kelime var.No Flash..
İstanbul’daki en eski Mevlevihane olan Galata Mevlevihanesi 1491 yılında İskender Paşa tarafından yaptırılmış 1765 de büyük Tophane yangınında önemli ölçüde hasar görmüştür.
1925 yılında çıkarılan tekke ve zaviyelerin kapatılması ile ilgili çıkan kanunla kapanmış,2007 de son kez restore edildikten sonra 2011 yılında müze olarak ziyarete açılmıştır. Biz bir mevlevi ayini görmek istiyorduk bu yüzden müzeyi gezme şansımız pek olmadı onun yerine biletlerimiz aldıktan sonra Galata Kulesine çıkmayı tercih ettik.Ayinin olmadığı bir gün müzeyi de gezeceğiz.İçeride bol bol resim çektik ve de kısa bir video görüntüsü aldım.Videoya yazının sonunda ulaşabilirsiniz.
Ayin de 12 semazen ve 1 dede vardı. Girişte selam vererek ellerinde getirdikleri postları yanyana dizdiler. Bir tane postun rengi kırmızıydı onu da baş köşeye koydular ve o posta asla arkalarını dönmeden sürekli selam verdiler. Dede de orada oturdu. Semazenlerin dönmeye başlarken bir çiçek gibi açmalarını izleme gerçekten hoştu,dualar okundu,ilahiler dinlendi.Garip duygularla kapattık ayini. Hep şaşaalı törenler bekleriz ya mevlevi ayini çok sadeydi. Hiç bir süsleme ya da gösteri yoktu.Bizim sıkılıp sıkılmamamız umurlarında değildi sanki.Belki de bu yüzden özgün, bu yüzden doğal ve bu yüzden etkileyiciydi.